Af Örgütü’nden ‘Onur Yürüyüşü’ çağrısı: Bu yıl öncekilerden farklı olmalı

Uluslararası Af Örgütü, Türkiye genelinde LGBTİ+ Onur Yürüyüşleri’ne yönelik yasaklara ve kolluk kuvvetlerinin müdahalelerine karşı acil eylem kampanyası başlattı. İçişleri Bakanlığı’na hitaben yazılan ve tüm dünyada imzaya açılan dilekçede, yetkililer barışçıl toplanmaları bastırmak yerine kolaylaştırma ve koruma yönündeki yükümlülüklerini yerine getirmeye davet edildi.

İstanbul Onur Yürüyüşü’ne katılan sekiz kişiye dava açıldı
11 Aralık 2024

Af Örgütü, 2015 yılından bu yana birçok şehirde Onur Yürüyüşü etkinliklerinin hukuka aykırı şekilde yasaklandığını ve polis müdahalelerinin sıklıkla orantısız güç kullanımına dönüştüğünü belirtti. Örgüt, yürüyüşlere yönelik yasaklamaların, Türkiye’nin hem iç hukukunu hem de taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerini ihlal ettiğini vurguladı.

Engellemelere karşı acil çağrı

Dilekçede, “Size, Türkiye genelinde Onur Yürüyüşleri’ni gerçekleştirmek üzere toplanma özgürlüğü haklarını barışçıl bir biçimde kullanmak isteyen herkesin, yetkililerce getirilen hukuka aykırı yasaklar ve kolluk görevlilerinin hukuka aykırı güç kullanımı da dahil gereksiz engellemelerle karşılaşmadan yürüyebilmesini sağlamanız için acilen çağrıda bulunmak üzere yazıyorum” ifadeleriyle İçişleri Bakanlığı’na doğrudan çağrı yapıldı.

Af Örgütü’nün açıklamasında, yalnızca yürüyüşlerin değil, film gösterimi ve piknik gibi LGBTİ+ etkinliklerinin de topluca yasaklandığına dikkat çekildi. Bu uygulamaların ifade özgürlüğü ve ayrımcılık yasağını ihlal ettiği ifade edildi.

Yıllardır süren yasakların belgesi

2022 yılında, LGBTİ+ hakları örgütleri en az 10 Onur Yürüyüşü etkinliğinin yasaklandığını ve bu dönemde 530’dan fazla kişinin gözaltına alındığını belgeledi. 2023’te en az altı il ve dört ilçede süresi bir gün ile bir ay arasında değişen yasaklar uygulandı.

Aynı yıl, aralarında protestocular, gazeteciler, avukatlar ve yabancı uyrukluların da bulunduğu 224 kişi gözaltına alındı. 2024’te ise yasaklar, polis müdahaleleri ve LGBTİ+ hak savunucularına yönelik itibarsızlaştırma söylemleri devam etti.

“Uluslararası yükümlülüklere uyulmalı”

Uluslararası Af Örgütü, devletlerin yalnızca barışçıl toplanma hakkına müdahale etmekten kaçınmakla değil, aynı zamanda bu hakkı etkin şekilde koruma ve kolaylaştırma yükümlülüğü altında olduğunu hatırlattı. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın da bu hakkı güvence altına aldığı vurgulanan açıklamada, genel yasakların orantısız, ayrımcı ve hukuk dışı olduğu belirtildi.

Örgüt, İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkilileri, Onur Yürüyüşü etkinliklerinin özgürce gerçekleştirilmesini sağlamak ve kolluk kuvvetlerinin keyfi müdahalelerine son vermek için gerekli adımları atmaya çağırdı.

İmza kampanyasına buradan ulaşabilirsiniz.

Ne olmuştu?

Türkiye’de yetkililer, 2015’ten bu yana, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi (ICCPR) ve Avrupa insan hakları standartları da dahil uluslararası hukuk kapsamında korunan barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğü ile ayrımcılık yasağı haklarını ihlal ederek Onur Yürüyüşleri’ni hukuksuz ve sistematik bir biçimde yasaklıyor. Yetkililer, Onur Yürüyüşleri’ne, film gösterimleri ve piknikler de dahil ilgili LGBTİ+ etkinliklerine genel yasaklar getiriyor. 2022 yılında LGBTİ+ hakları örgütleri, ülke genelinde en az 10 Onur Yürüyüşü etkinliğinin yasaklandığını ve Onur Yürüyüşü döneminde 530’dan fazla kişinin gözaltına alındığını belgeledi.

2023 yılındaki Onur Yürüyüşleri döneminde, en az altı ilde (Eskişehir, Aydın, Kocaeli, Antalya, Adana, İzmir) ve dört ilçede (Kadıköy, Şişli, Beyoğlu, Datça), Onur Ayı etkinliklerine yönelik süresi bir günden bir aya kadar değişen genel yasaklar ilan edildi.

Ülke genelinde barışçıl protestocular, avukatlar, gazeteciler, yabancı uyruklu kişiler ve izleyiciler de dahil en az 224 kişi keyfi gözaltına alındı. Gözaltına alınan birçok kişi, korku ve baskı iklimini besleyen temelsiz yargılamalarla veya sindirme girişimleriyle karşılaştı. 2024 yılındaki Onur Yürüyüşleri’nde de yasaklar, polis şiddeti ve LGBTİ+ hakları aktivistleri ile müttefiklerinin alenen itibarsızlaştırılması devam ederek kalıcı bir baskı uygulamasını ortaya koydu.

Devletler hem iç hukukta hem de Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerinde yer verilen barışçıl toplanma hakkını kolaylaştırmak konusunda pozitif yükümlülüğe sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, hükümetin izni gerekmeksizin barışçıl toplanma özgürlüğü hakkını güvence altına alıyor.

Türkiye yetkilileri, barışçıl toplanma hakkına yönelik orantısız bir kısıtlama olan ve LGBTİ+’lar üzerinde ayrımcı etki oluşturabilecek genel yasaklar getirmekten kaçınmalı. Toplanmaların dağıtılması yönündeki tüm müdahaleler; yasallık, gereklilik, orantılılık ve ayrımcılık yasağı ilkelerine uymalı ve bu hakka ağır basan meşru bir amacı korumak doğrultusunda son çare olarak kullanılmalı. Kolluk görevlileri güç kullanımından mümkün olduğunca kaçınmalı ve her tür güç kullanımı gerekli ve orantılı olmalı.

Onur Yürüyüşü etkinliklerine ve LGBTİ+ hakları savunucularına yönelik süregelen baskılar, Türkiye’nin yasal yükümlülüklerinin ihlalidir ve yurttaşlarının temel haklarına zarar veriyor.

(AB)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir