“Çalışandan değil, kayyımdan hesap sorulsun”

Şişli Belediyesi’nde temizlik ve ulaşım işlerinde çalışan işçiler, 25 yıldır sürdürülen üçlü vardiya sisteminin değiştirilmesine karşı 9 Haziran’dan bu yana belediye binası önünde direniyor.

Türkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (DİSK/Genel-İş) üyesi olan işçilerin bir kısmı dönüşümlü açlık grevine başladı.

Direniş, 25 yıldır uygulanan üçlü vardiya sisteminin belediye yönetimi tarafından ekonomik gerekçelerle ve işçilerin onayı alınmadan değiştirilmek istenmesiyle başladı. Zaten eksik personelle ağır koşullarda çalıştıklarını söyleyen işçiler, bu değişikliğin iş yüklerini artıracağı, dinlenme haklarını ortadan kaldıracağı ve insanca yaşam koşullarını daha da zorlaştıracağı konusunda endişeli.

Sendikanın devre dışı bırakılması, geç ve eksik maaş ödemeleri, torpilli atamalar, keyfi mesailer ve yönetimin diyalogdan kaçınması da direnişi derinleştiren diğer nedenler arasında yer alıyor.

Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu ile birlikte gözaltına alınmış, 23 Mart’ta da tutuklanmıştı. Aynı gün İçişleri Bakanlığı Şahan’ın yerine Şişli Kaymakamı Cevdet Ertürkmen’i atamıştı.

Şişli Belediyesi önünde açlık grevini sürdüren DİSK/Genel-İş İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Zeynel Yiğit, bianet’e konuştu.

“Tasarrufu emekçiden değil, yöneticiden yapın”

Direnişteki işçilerle dayanışmayı sürdüren Zeynel Yiğit, “Belediye ekonomik krizi işçiye fatura ediliyor, oysa asıl israf yukarıda. Tasarruf gerekiyorsa önce yönetime yakın kişilere ayrılan araçlardan, gereksiz kadrolardan başlasınlar” dedi.

Yiğit, “İşçiler uzun süredir maaşlarını geç ya da eksik alıyor. Belediye yöneticileri, paraları olduğu halde ödemeleri geciktiriyorlar, sonra da iyi niyet bekliyorlar. Üstelik bu süreçte ne sendikayla görüşüyorlar ne de işçileri muhatap alıyorlar” ifadelerini kullandı.

“İş yükü artıyor, tatil hakkı kâğıt üzerinde kaldı”

Belediye yönetiminin ekonomik gerekçelerle üçlü vardiyadan ikili sisteme geçmek istediğini ancak düzenlemenin zaten yetersiz olan personel sayısıyla işleri daha da içinden çıkılmaz hale getireceğini düşünen Yiğit, durumu şu sözlerle anlattı:

“Üç kişinin yapacağı işi bir kişiye yüklüyorlar. Cumartesi, Pazar tatil hakkı kâğıt üstünde. Hafta sonu mesaisine gelmeyen işçiye tutanak tutup işten atmakla tehdit ediyorlar. Bu yapılan, açıkça mobbingdir.”

Açlık grevi ve baskılar: “Anayasal hakkımızı kullanıyoruz”

Yiğit’in aktardığına göre, belediye başkanının görevden alınmasının ardından kayyım yönetimi, sendikayı tanımadığını göstermiş ve muhatap almamış.

Yiğit “Meşru hakkımız olan direniş karşısında karşımızda muhatap yok. Sendikalı olduğumuz için baskı altındayız. Kayyım yönetimiyle bir tek diyalog kanalı bile açılmadı” diyerek bu durumu eleştirdi.

Kayyım yönetiminin işçilere rızaları olmadan vardiya değişikliği için dilekçe imzalatmak istediğini, ancak işçilerin bunu reddettiğini de belirtti.

Yiğit, bu süreçte açlık grevine başlayan arkadaşlarının olduğunu, ancak asıl taleplerinin diyaloğa dayalı, adil bir çözüm olduğunu söyledi:

“Bu belediyede yıllardır işleyen bir sistem vardı. Şimdi bu sistem, keyfi biçimde değiştiriliyor. Neden? Çünkü yukarıdaki yöneticiler mesai yükünü bizim sırtımıza yıkmak istiyor.”

“Çalışandan değil, kayyımdan hesap sorulsun”

Yiğit, maaş sorunları, keyfi vardiya değişiklikleri, mobbing ve kayırmacılık gibi birçok nedenle biriken öfkenin bu direnişe dönüştüğünü belirtti:

“Halkın parasıyla yönetime yakın kişilere özel araç tahsis edenler bizden tasarruf istiyor. Belediyeyi zarara uğratan işçiler değil, onları yönetenlerdir.”

Kayyım işçileri muhatap almadı

Direnişin dikkat çeken bir diğer noktası, seçilmiş Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın 23 Mart’ta tutuklanmasının ardından belediyeye atanan kayyım Cevdet Ertürkmen’in işçilere yönelik tutumu. İşçilerin ve sendikanın en çok tepki gösterdiği konuların başında, kayyımın sendikayı muhatap almaması geliyor.

Yiğit, ayrıca işçilere doğrudan şirket tarafından mesaj gönderilerek sendikanın devre dışı bırakılmak istenmesini de yönetimin antidemokratik bir “sendikayı zayıflatma ve işçiyi yalnızlaştırma girişimi” olarak nitelendirdi.

23 Haziran’ı bekliyorlar

Belediyenin dayattığı yeni vardiya sisteminin 23 Haziran’da yürürlüğe girmesi planlanıyor. Bu tarih, işçiler açısından yalnızca bir uygulama değişikliğinin değil, aynı zamanda direnişin ve açlık grevlerinin seyrinin belirlenmesi anlamına geliyor.

Zeynel Yiğit ve Şişli Belediyesi işçileri, bu tarihe kadar diyalog kapısının aralanmasını umut ederken, herhangi bir geri adım atılmaması durumunda direnişin daha da büyüyeceğini ve farklı biçimlerde devam edeceğini vurguluyor.

(EY/HA)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir