Çin ve Rusya, Cuma günü Rusya’daki “Zafer Günü” askeri resmi geçidi öncesinde yayınladıkları ortak açıklamayla zaten “sınırsız” olan ortaklıklarını daha da derinleştirme sözü verdi. İki ülke II. Dünya Savaşı tarihine ilişkin “doğru görüşü” sürdürmenin önemini vurguladı.
Rusya’nın 9 Mayıs’ta Zafer Günü olarak kutladığı ikinci dünya savaşının sona ermesinin 80. yıl dönümünü anmak için Çin lideri Şi Cinping’in Moskova’yı ziyareti vesilesiyle yayımlanan kapsamlı açıklamayla Şi ve ev sahibi Rusya lideri Vladimir Putin, “belirli ülkeler[i] […] II. Dünya Savaşının zaferinin [yarattığı] sonuçlara müdahale gayretiyle” suçladılar.
Şi, başkanlığı devraldığı 2013’ten bu yana Rusya’ya gerçekleştirdiği 11. ziyaretinde, Perşembe günü Putin’le yaklaşık dört saatlik bir görüşme gerçekleştirmişti. Putin de Çin’in Japonya işgaline karşı II. Dünya Savaşındaki zaferinin yıldönümü vesilesiyle sonbaharda Çin’i ziyareti planladığını duyurdu.
Şi-Putin açıklaması: ABD’ye daha da güçlü kınama
ABD’yi doğrudan kınamada önceki açıklamalara göre daha da ileri giden Çin-Rusya ortak açıklaması şu belirlemeler damgasını vurdu:
“ABD ve müttefikleri, NATO’nun doğuya, Asya-Pasifik bölgesine doğru genişlemesini teşvik ederek [bu bölgede] ‘küçük çevreler’ oluşturmaya ve bölge ülkelerini kendi ‘Hint-Pasifik stratejilerine’ kazanmaya çalışarak bölgesel barış, istikrar ve refahı baltalıyor.”
Çin, uzun süredir, Rusya’nın NATO’nun Avrupa’daki genişlemesinin güvenliğine yönelik bir tehdit olduğu argümanına hak veriyor.
Açıklamada ayrıca “BM Güvenlik Konseyi’ni baypas eden ekonomik yaptırımlar da dahil tek taraflı zorlayıcı önlemlerin BM Şartı’nı ve diğer uluslararası yasaları ihlal ettiği ve uluslararası güvenlik çıkarlarını baltaladığı” belirtildi.
ABD’nin açtığı ticaret savaşı
Çin, ABD Başkanı Donald Trump’la göreve geldiği Ocak’tan bu yana küresel piyasaları sarsan bir ticaret savaşı yürütüyor. Çin ve ABD, bu hafta sonu gümrük vergilerini aşağı çekmek için ön görüşmelerde bulunacak. Bu arada Rusya, Ukrayna’yla barış görüşmelerini sürdürmesi konusunda ABD baskısı altında. Çin ve Rusya liderlerinin bu haftaki toplantısı, kendilerini ABD hegemonyası karşısında bir aynı savunma hattında yer alan iki şahsiyet arasındaki yakın ilişkiyi de vurgulamış oldu.
Çin-Rusya dayanışması
Hafta başlarken Şi, Almanya, İtalya, Japonya ekseninin yenilgisiyle sonuçlanan başlarında II. Dünya Savaşının aynı zamanda Tayvan’ın “özgürleşmesi” anlamına geldiğini ve “Tayvan’ın Çin’e dönüşünü” işaret ettiğini ileri sürmüştü. Çin Komünist Partisi, Tayvan’ın kendi topraklarının bir parçası olduğunu ileri sürse de adada egemenlik kuramadı. Batı yanlısı milliyetçiler, Çin İç Savaşı’nda Mao önderliğindeki Komünistlere yenildikten sonra 1949’da Tayvan’a kaçmışlardı. Çin de adayı ilhak dahil bütün yollarla iki Çİn’in birlşemesi hedefinde ısrarcı oldu. Şi, bu kapsamda “Tayvan sorununu” çözmeyi siyasal mirasının önemli bir parçası olarak gördüğünü açıkça belirtti.
Şi-Putin ortak açıklamasında, Rusya’nın “Çin hükümetinin ulusal egemenlik ve toprak bütünlüğünü korumak ve ulusal yeniden birleşmeyi sağlamak için aldığı önlemleri kesin bir şekilde desteklediği” belirtildi.
Çin ve Rusya’nın arasında formel bir askeri ittifak olmasa da, iki ülke arasındaki yakın güvenlik işbirliği Batı’da kaygıyla karşılanıyor. Askeri ve ekonomik gelişmeleri gözlemleyen “ChinaPower” projesinin derlediği bilgilere göre, Çin ve Rusya yalnızca 2024’te 14 ortak askeri tatbikat gerçekleştirmişti.
(AEK)
.