Anayasa Mahkemesi (AYM), Adana’da aile hekimi ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Dursun Yaşar Ulutaş’ın, TTB’nin 2018’de yayımladığı “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” başlıklı açıklama nedeniyle görevden uzaklaştırılmasına ‘hak ihlali’ dedi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Fırat Can Arslan’ın haberine göre Ulutaş açıklamadan sonra iki ay süreyle görevden uzaklaştırdı. Birkaç ay sonra da Adana İl Sağlık Müdürlüğü’nün talebi ve valiliğin onayıyla, aile hekimliği sözleşmesi feshedildi.
Ulutaş, kararın iptali için Adana 2. İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Ancak mahkeme, idarenin takdir yetkisinin hukuka uygun kullanıldığını gerekçe göstererek davayı reddetti. Bölge İdare Mahkemesi de istinaf talebini reddederek yerel mahkemenin kararını onadı.
Bunun üzerine Ulutaş, 18 Haziran 2019 tarihinde AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Başvurusunda, görevden uzaklaştırma ve sözleşme feshinin, bilim ve sanat hürriyetini, ifade özgürlüğünü ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini savundu. Ayrıca, yaklaşık 3 bin kişinin aile hekimi olarak görev yaptığını, bu müdahale nedeniyle hasta kaybına uğrayarak maddi gelirinin azaldığını ve mesleki itibarının zarar gördüğünü belirtti.
Ulutaş, görevden uzaklaştırma süresince maaşının üçte birinin kesildiğini ve sözleşmeli aile hekimleri için 657 sayılı Kanun’daki telafi düzenlemelerinin uygulanmadığını, bu durumun maddi kayıplara yol açtığını vurguladı.
AYM: Özel hayata saygı ihlal edildi
AYM, yaptığı inceleme sonucunda, Ulutaş’ın özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Mahkeme, görevden uzaklaştırma işleminin, Ulutaş’ın sosyal ve mesleki itibarına zarar verdiğini, özellikle aile hekimliği gibi kişisel ilişkilerin ve mesleki itibarın kritik olduğu bir meslekte bu müdahalenin ciddi etkiler yarattığını belirtti.
Kararda, idarenin ve derece mahkemelerinin, görevden uzaklaştırmanın kamu hizmetinin devamlılığı için zorunlu olduğunu somut ve yeterli gerekçelerle ortaya koyamadığı ifade edildi.
AYM, müdahalenin “demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun” olmadığını ve Ulutaş’ın özel hayatına orantısız bir müdahale teşkil ettiğini vurguladı. Mahkeme, idarenin Ulutaş’ın görevde kalmasının kamu hizmetini nasıl olumsuz etkileyeceğine dair yeterli gerekçe sunmadığını ve mesleki itibar ile hasta ilişkilerine yönelik etkilerin göz ardı edildiğini tespit etti.
Ayrıca, görevden uzaklaştırma nedeniyle Ulutaş’ın yaşadığı maddi kayıpların tam olarak telafi edilememesinin de orantısızlık yarattığı belirtildi.
AYM, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için Adana 2. İdare Mahkemesi’nde yeniden yargılama yapılmasına ve Ulutaş’a 34 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Ne olmuştu?
TTB Merkez Konseyi 24 Ocak 2018’de, TSK’nin Afrin’e yönelik başlattığı “Zeytin Dalı Operasyonu” sırasında, “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” başlıklı bildiri yayımladı.
Savaşın doğada ve insan yaşamında yarattığı dikkat çekilen bildiride “Her çatışma, fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açar. Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz” ifadeleri yer alıyordu.
Ayrıca, adil, demokratik ve barışçıl bir yaşamın gerekliliği vurgulanarak, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi!” çağrısıyla sona eriyordu.
Bildirinin yayımlanmasının ardından Dr. Dursun Yaşar Ulutaş’ın da bulunduğu TTB Merkez Konseyi’nin 11 üyesi, “örgüt propagandası yapmaK” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmeK” suçlamalarıyla gözaltına alındı.
Üyeler, 7 gün gözaltında tutuldu. Ulutaş hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmanın yanı sıra, idari soruşturma da açıldı.
(HA)