Demirtaş’ın tutukluluğu
Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanarak Edirne F Tipi Cezaevi’ne konulmuştur. 2025 yılı itibarıyla, yaklaşık 8,5 yıldır cezaevinde.
Demirtaş’a 2014 yılında gerçekleşen Kobani olaylarıyla ilgili olarak yargılandığı davada, “devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmaya yardım” ve “suç işlemeye tahrik” gibi suçlamalardan toplamda 42 yıl hapis cezası erildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Demirtaş’ın tutukluluğunun siyasi olduğunu belirterek serbest bırakılması yönünde karar vermiştir. Ancak, Türkiye’deki yargı süreci devam ettiği için Demirtaş hâlen cezaevinde tutuluyor. Cezaevinde sekiz kitap yazdı.
Selahattin Demirtaş’tan yeni kitap: DAD
1 Şubat 2023

Demirtaş’tan kitap önerileri | “Okumaya zaman ayırın”
5 Haziran 2021

PODCAST/ HAYRİ DEMİR ANLATIYOR
Bu kitap “Selahattin Demirtaş alerjisine” karşı yazıldı
28 Aralık 2021

Selahattin Demirtaş ve Yiğit Bener’den roman: Arafta Düet
21 Haziran 2024
Kitaptan bir bölüm:
“Onunla bir çöp bidonunun başında tanıştım; çekingen, utangaçtı. Aç olduğu her halinden belliydi, yine de çöpü karıştırıp karıştırmamakta kararsızdı. … Kapkara gözlerinin feri sönmüş, omuzları çökmüş, dudakları çatlamıştı. Çöpten bulup çıkardığım ilk yiyeceği ona uzattım; tereddüt etti, gözleri doldu, boğazı düğümlendi. … Verdiğim mısır ekmeğinden ısırırken onu adeta incitmemeye çalışıyordu, belli ki ‘nan’ın kıymetini biliyordu, ‘nankör’ değildi yani. Birkaç parça daha yiyecek tutuşturdum eline; ilk defa gülümsedi, bembeyaz dişleri yüzünü aydınlattı. Birbirimizin dilini konuşamıyorduk, ancak iyiliğin evrensel diliyle anlaşmak zor değildi.”
Düşenlerin, sürülenlerin, yersiz yurtsuz bırakılanların, içlerinde bir anda “tık” diye bir şeyler kopanların, acımasızca işleyen bir çarkın dişlilerinde öğütülenlerin son sığınağıdır sokak. Orada insan olmanın/insan kalmanın, dayanışmanın, bir dilim ekmeği paylaşmanın mutluluğu da yaşanır; yüzüstü bırakılmanın, tepetaklak yere çakılmanın acısı da. İnsanların en güzel hallerine de tanık olunur, en kötücül hallerine de. Ama sokağın “sesine” kulak vermek değildir aslolan, o “sesin” bizzat kendisi olmaktır. Sokak özgürlüktür çünkü, özgürlük sokaktadır.
Kitaptan tadımlık bir bölüm okumak için tıklayın
(EMK)
ilgili haberler

.